CMMI Kölelik Düzenini kaldırmakta yardımcı olabilir!

 

Doğan Cüceloğlu'nun "Mış gibi Yaşamlar" kitabını bir süre önce bitirdim.  "Yazılım şirketleri neden iyi yönetilmiyor!" saptamasının Türkiye'nin genel bir sorununun yansıması olduğunu bu kitap ile bir kere daha, net gördüm. 

 Şirketini yönetir"miş gibi" yapan şirket yöneticileri, projesini yönetir"miş gibi" yapan proje yöneticileri, işlerini yapar"mış gibi" yapan çalışanlar.  Hepsi sonsuz bir döngünün küçük çarkları aslında.  ( Kendime de pay çıkartayım.  Danışmanlık yapar"mış gibi" yapan danışmanlar :) )

 Cüceloğlu, "mış gibi" yaşamlarda dört temel nokta saptamış.

1.  Niyet
2.  Bilgi
3.  Beceri

4.  Sorumluluk

 "Mış gibi" durumu bu yukarıdaki dört maddenin birinde ya da birkaçında eksiklik olduğu durumda ortaya çıkıyor.  Örneğin, "mış gibi" bir yönetici düşünün.  Buradaki "mış gibi" lik durumu.  Ya o kişinin yöneticilik yapmaya "niyeti" yok, veya bu konuda yeterince "bilgi" yüklü değil veya "becerisi" yetersiz ya da işini iyi yapmak için bir "sorumluluk" duymuyor. 

Benim konuyu isimlendirmem "kölelik" 

İngiliz bir ekonomiste göre günümüzde maaşlı çalışanlar modern kölelerdir.  Ben de genel olarak aynı fikirdeyim.

Patron-çalışan sorunlarının temelinde yatan esas sorun patronların (yöneticilerin) çalışanlara köle muamelesi yapmalarıdır.  Çalışanlar patronlarına tanrı muamelesi yapmayı, patronlar çalışanlarına köle muamelesi yapmayı bıraktıklarında bütün sorunlar farklı bir boyutta çok kolaylıkla çözülecektir.  Ancak, bu temel bakış açısına sahip olmak aşağıdaki mesajda da görüldüğü gibi kolay değildir, "zor olan yoldur."

Yaratıcının mesajından (Kuran)

Bölüm (Süre) 90

Cümle (Ayet) 10:  Ona iki yol göstermedik mi?
Cümle 11:  Ne var ki, zor yola katlanamadı.
Cümle 12:  Zor yolun ne olduğunu bilir misin?
Cümle 13:  Köleleri özgürlüklerine kavuşturmaktır.
(Çeviri – Edip Yüksel)  http://19.org/km/EY/90

 Kölelik nedir?  Özgür olmama durumudur.  Özgürlük nedir?  Hepimiz iş hayatımızda ve yaşamımızın her alanında bir çok ilişki içindeyiz.  Eğer bir ilişkimizde bizden beklenenler karşı tarafın keyfiyetine bağlı ise bu durumunda o ilişki bir özgürlük ilişki değil bir kölelik ilişkisidir.  Diğer bir deyişle, ilişkinizin karşı tarafı beklentilerinde kendini aşırı rahat hissediyor ise orada bir  efendi-köle ilişkisi var demektir. 

Bir kölenin yaptığı işi iyi yapmak için "niyet" "bilgi" "beceri" ve "sorumluluk" sahibi olması ihtimali nedir?  Yani bir kölenin yaptığı işi "mış gibi" yapmasından daha doğal ne olabilir. 

Buradaki tanımın daha iyi anlaşılması için yöneticilerin de maaşlı çalıştığının altını çizmek istiyorum.  Yani şirket yöneticileri de köledir.  Eğer birisi size yaptığınız iş için değil de aylık sürekli bir maaş veriyor ise bunun anlamı sizin vaktinizi satın alıyor demektir.  Bu vakit içinde o ne isterse onu yaparım gibi çarpık bir ilişkinin ilk temeli burada atılmaktadır. 

Bu sistemde herkes bir üstündeki kişinin kölesi, bir altındaki kişinin de efendisi oluyor.  Sonsuzluk bir çember benzeri kapalı bir sistemdir aslında.  Efendi - köle ilişkisinde zincirinin en tepesinde efendi müşteri olarak karşımıza çıkıyor, zincirin en alt noktası ise üretimi yapan çalışan ve çember kapanmamış gibi görünüyor.  Doğan Cüceloğlu'nun kitabı burada zinciri kapatmamızı mümkün kılıyor.  İş hayatında en alttaki köle çalışan evine gittiğinde karısına ve çocuklarına karşı birden efendi oluyor. Çocuklar bir efendi-köle ilişkisi içinde büyüyor.  Okul ve devlet de bu ilişkiye bir alternatif yaratmadığından çocuklar iyi bir köle kötü bir efendi potansiyeli ile büyüyorlar ve iş yerinde en alttaki çalışan geleceğin "kötü" müşterilerini (en büyük efendilerini) yetiştiriyor ve çember tamamlanıyor. 

Bu konuda başarı hikayelerinin çoğu Amerika'dan gelmekte çünkü bugün ABD sermayesinin %50'sinden fazlası gerçek kişiler üzerine kayıtlı değildir hamiline yazılı hisseler (anonim) olarak borsada alınıp satılmaktadır.  Yani ABD'de şirketlerin yaklaşık yarısının gerçek bir patronu (tanrısı) yoktur.  Ayrıca ABD üniversitelerinin yarısından fazlası yönetim bilimleri eğitimi vermektedir.  Biz de en yüksek puanlı üniversiteler mühendislik (kölelik) bölümleri iken ABD'de en zor bölümler yöneticilik (tanrılık) bölümleridir.  Yani ABD'nin tanrıları bizdeki tanrılardan çok daha eğitimlidir ve kullarına daha az köle muamelesi yapmaktadırlar.  

Kimse iyi bir köle olmak istemez ama hemen hemen herkesin (bilinçsizce kötü) bir efendi olma hayali vardır.  Kölelikten kurtulmanın yolu efendilik seviyesine yükselmek değildir.  Yukarıdaki açıklamalarda efendi-köle ilişkisinin sonsuz bir döngü olduğunu açıkladık.  Yani üzerinizde bir efendinin olmadığı tek efendinin siz olduğunun bir yer yok bu sistem içinde.  Sistem içinde yükselmek yerine sistemi değiştirmek tek çözümdür. 

Yazılım firmaları için yeni sisteme geçiş yöntemlerinden biri CMMI dır:    Şirkette emir-komuta zincirleri yerine kişilerden bağımsız bir yönetim/karar mekanizması yaratılması çalışması.

CMMI modelinin bütün dünyada neden bu kadar başarılı olduğunu da Doğan Cüceloğlu'nun kitabı ile daha iyi anladım.  Doğan Bey'in 4 maddelik saptaması CMMI modelinin temelini oluşturan "genel pratiklerin" dört başlığına tıpa tıp uyuyor.  http://www.nitelik.net/images/CMMITemelYapi.gif 

1.  Uygulama için kararlılık - Niyet
2.  Uygulama için yeterlilik - Bilgi
3.  Uygulamanın gerçekleştirilmesi - Beceri
4.  Uygulamanın doğrulanması - Sorumluluk

Profesyonellik kavramı da konu ile ilişkili.

Bir kaç hafta önce İstanbul - Ankara arası yataklı trenle yolculuk yaparken müşteri memnuniyet anketindeki bir soru çok ilgimi çekmişti. 

Mesleğiniz:

- Yönetici - Profesyonel - İşçi - Memur - Emekli - Ev Hanımı - Diğer

Mesleklerin isimleri "Profesyonel" hariç bir düzeni çağrıştırıyor.  Müşteriyi de listeye dahil edersek düzen daha net görülecek.

Müşteri - Çalışan - Yönetici - Çalışan - Müşteri (Emekli - Ev Hanımı) - Yönetici - Çalışan - Müşteri (çalışan) - Yönetici - Çalışan - Müşteri (Yönetici)

Her ne kadar "köle" kelimesi duygusal olarak rahatsızlık verici bir kelime olsa da bence yaşanan gerçekleri çok güzel ifade ediyor.  Bu hafta da "Ferrarisini Satan Bilge" kitabını bitirdim.  Şehirlerarası yolculukları en çok kitap okuma fırsatını yarattığı için seviyorum. :)

Kölelik kavramı çok katmanlı bir kavram olarak karşıma çıktı bu kitapta.  En ilkel kölelik şekli bir insanın sorgusuz sualsiz başka bir insanın emri altına girmesi iken en son özgürlük aşaması ise beynimizde bizi kısıtlayan toplumsal / kültürel / dinsel kalıpları kırmak.

Kalıpları kırmak, kuralsızlık ve anarşi anlamına gelmiyor elbette.  Kimseden emir almamanın kimsenin dediğini yapmamak anlamına gelmediği gibi. 

Burada Profesyonellik tanımı çelişkiyi çözüyor.  Bir şeyi bir kişinin ya da toplumun "emri" olduğu için değil bir düzen (profesyon) içinde "doğru" olduğuna inandığınız için yapmak. 

Kölelik düzeni bütün "iş" ler (süreçleri) tanımlandığında (bir iş için birden fazla tanım olabilir) ve kişilerin bu tanımlara uygun iş yapmakta ısrarlı olmaları durumunda tam olarak ortadan kalkabilecektir.  Bu işlemin şirket içinde yapılması için yöntemlerden bir tanesi CMMI modelidir. 

Yalnız bir noktanın altını çizmek isterim.  CMMI modeli size iş tanımlarınızda (süreçlerinizde) nelerin eksik olduğunu söyler.  Bu süreçleri tanımlamak o işi en iyi bilen kişiler tarafından tamamen iş başarısı düşünülerek yapılmalıdır.  XP, UP, MSF, vb modeller süreç tanımlama için feyz alınabilecek modellerdir.  CMMI modelinin yanlış kullanımı, süreç tanımlama için CMMI modeline bakmaktır. 

Benzerlik:
CMMI modeli - Yaratıcının mesajına (Kuran)
XP, UP, MSF modelleri - Yaşam Biçimleri (Yoga, Vejetaryenlik, egzersiz, vb)

Kuran modelini yaşama modeli olarak seçen toplumların ekonomik/sosyal/kültürel olarak son beş yüz yıldır güzellikler yaratamadıklarını görüyoruz.  Çünkü Kuran (CMMI) bir yaşam tarzı önermez ancak yaşamınızın sağlıklı olup olmadığını anlamanız için kontrol listesi olarak kullanılabilir.  Kontrol listesini alıp bire bir yaşam tarzı (süreç) geliştirmek başarısız bir hayat yaratmaktadır (her ne kadar kontrol listesini sağlasa da - bu şekil bir hayat, kontrol listesini yaratanı (hazırlayanı) da memnun etmeyecektir, çünkü kontrol listesinin asıl amacı gerçek hayatta başarıdır - sistemin (evrenin) diğer bileşenlerine en üst seviyede faydalı olmaktır. )  Kuran ilk geldi 700'lü yıllarda geldiği topluma çok üst düzey bir verimlilik ve etkinlik getirmişti.  Çünkü, Kuran'ın nasıl yaşanması gerektiğini gösteren canlı bir örnek (guru-peygamber) vardı.  Yıllar içinde Kuran'ın değil ama gurunun gösterdiği yaşam tarzı değişmeliydi ancak toplum yaşam tarzını güncelleyemedi. Dolayısı ile Kuran (CMMI) değişmese de bir toplum (şirket) yaşam tarzını (süreçlerini) sürekli iyileştirmek (5. Seviye) zorundadır. )

Barış, huzur, esenlik üzerinize olsun,
Orhan Kalaycı
Aralık 2005

www.nitelik.net
 

 


© 2005-2007 Nitelik Ana Sayfa ] [Nitelik Hakkında] [Hizmetlerimiz] [Yayınlarımız] Referanslarımız] İletişim] [ Site Haritası ]